San Diego ya da Sun Diego 🙂
Amerika’nın tartışmasız en keyifli, en yaşanası şehirlerinden San Diego’ya kışın şu soğuklarında şöyle uzansak fena mı olur.
Amerika’nın güneybatısında bulunan, Kaliforniya eyaletinin en güzel şehrinden bahsetmek istiyorum sizlere bu ay. Aslında dünyanın en güzel şehrinden bahsetmek istiyorum. San Diego🩷
Amerika’nın 7.büyük şehri ve “The Finest City” yani Amerika’nın en güzel şehri olarak da bilinir. Güneş şehri de deniyor San Diego’ya zira yılın 12 ayında da güneşi görebilirsiniz.
Havası şahane, okyanus esintisi harikulade, yaşaması fevkalade San Diego ve çevresinin. Zaten Amerikalılar’ın emeklilikte yaşamayı hayal ettiği bi yer burası. Yalnız aklınıza hiç öyle emekli cenneti bir yer gelmesin. Sörfçülerin, üniversite gençliğinin, az çalışıp çok kazanan, stressiz iş hayatı sürenlerin yaşadığı bir yer burası.
İnsanların yolda yürürken birbirlerine selam verip: “How you doin” demeyi birbirlerinden esirgemedikleri, herkesin gayet sıcak kanlı olduğu ender rastlanacak özellikte ve güzellikte bir şehir San Diego. Sabah okula varana kadar hiç tanımadığım insanlarla sessiz sinema oynayıp, derslere girmişliğim çoktur. Yolda yürürken gencinden yaşlısına herkesten yüzlerce iltifat alabileceğiniz bi şehir burası. Ve tanımanız hiç gerekmiyor.
New York’da veyahut Kanada’ya sınır olan eyaletlerde kış tüm sertliğiyle hüküm sürerken, Meksika sınırının dibindeki San Diego’da parmak arası terliklerle gününüzü gün edebilirsiniz. Doğası şahane ötesi zaten. Yemyeşil coğrafyası, bitmek bilmeyen palmiyeleri ve kocaman manolya ağaçlarıyla şehre ister istemez âşık oluyorsunuz. Dünyada bu kadar palmiyeyi bir arada görebileceğiniz başka bir yer var mı bilmiyorum. Sanırım burası küçücük gözlerimin gördüğü en güzel yer olabilir. San Diego mu, Sun Diego mu diye sorarsanız ikisi de derim. Çünkü her daim güneşli bir bölgeden söz ediyorum. Elimde olsa burada yaşayıp burda yaşlanırım. Başka türlü bir şehir burası. Amerika’nın Kaliforniya Eyaleti’nin incisi adeta. O nedenledir ki, yıllarca keyfin ve huzurun adresi olmuş, Amerika’nın en güzel çocuğu diyebilirim.
Şehir muhteşem iklimi, etrafında bulunan uzun plajları ile Meksika sınırındaki Tijuana şehrine yakınlığı dolayısıyla önemli bir turizm merkezi konumundadır. Tijuana direkt Amerika San Diego sınırında yer alıyor ve sınır noktası San Ysidro’dan yıllık 55 milyona yakın insan geçtiğinden, oldukça yoğun bir sınır noktasıdır. Meksika harika bir ülke ve San Diego’nun dibinde olduğu için ayrıca mutlu hissediyorum. Düşünsenize San Diego’ da yaşıyorsunuz ve canınız balinaları görmek istedi. Dünyada gri balinaların doğum yapmak için gittiği sadece birkaç bölge var. Baja California da bu ender noktalardan bir tanesi. (Meksika’nın kuzeybatısı ve San Diego’ya pek yakın). Pat diye atlayıp gidebiliyorsunuz. Çünkü yakın. Bence mükemmel bir özellik ve ziyadesiyle heyecan verici.
San Diego, gören herkesin ağzını açık bırakacak ender rastlanan bir güzelliğe sahiptir. San Diego’yu gören deneyimleyen herkesin “Burası özel bir şehir” diyeceğine eminim.
Masmavi Pasifik Okyanusu, sadece bir saat uzaklıktaki Big Bear Gölü ve kayak merkezleri, 2 saat uzaklıktaki Los Angeles şehri, birkaç saat uzaklıktaki San Francisco ve Las Vegas şehirleri, gepgeniş yolları, yolları saran manolya ve muz ağaçları, mutlu insanları, rahat yaşam biçimi ve Meksika’ya olan sınırından dolayı ilginç bir etnik ve kültürel karışıma sahip. Rahat ve çekici ortamıyla San Diego bölgesi birçok insanın hayallerini süsler. San Diego, Amerika’nın yedinci, Kaliforniya eyaletinin de ikinci en büyük şehri olmasına rağmen diğer büyük Amerikan şehirlerinin aksine karmaşadan uzak ve genel olarak sakin ve güvenli bir yaşam ortamı sunar.
Ortalama 1.5 milyon nüfusa sahip bir şehirdir ve ona rağmen kaos ortamı yoktur.
San Diego, en büyük Deniz Piyade Üssü’nün ve aynı zamanda Deniz Kuvvetleri’nin büyük çoğunluğunun bulunduğu bir şehirdir.
Dolayısıyla aslında bir asker kenti burası.
San Diego, 1542 yılında İspanyollar tarafından keşfedilmiştir. San Diego ismini İspanyolların sahip olduğu üç ana keşif gemisinden biri olan San Diego gemisinden almıştır. 1769 yılında resmi olarak kurulan San Diego şehri ticaret ve liman şehri olarak California eyaletini Meksika’ya bağlayan bir köprü durumundadır.
San Diego’da yapacak çok şey vardır. Ve ilk kez gidiyorsanız Balboa Park’ı görmenizi tavsiye ederim. San Diego’luların vazgeçilmez gezinti yerlerinden biridir. Şehrin simgesi haline gelmiş olan bu park birçok filme de ev sahipliği yapmıştır. Hayvanların kafeslere konup sergilenmesini hiçbir zaman tasvip etmeyecek biri olarak, istemeyerek de olsa dünyaca ünlü San Diego Hayvanat Bahçesi´nin bu parkın içinde olduğunu sanıyorum belirtmem gerekiyor. Onun dışında botanik bahçeleri, bisiklet ve gezi parkları, tiyatrolar, dükkanlar, restoranlar ve müzeleriyle ziyaret edilmesi gereken mekanlardan biridir Balboa Park.
Pacific Beach’i görmeden zaten olmaz. Pasifik Okyanusu’nun dibinde yer alıyor San Diego ve Güney California´nın en güzel sahillerinden biridir Pacific Beach ve sahip olduğu birçok gece kulübü ve barla gençlerin uğrak yeri olmuştur. Gündüzleri bu sahilde sörf yapan birçok insan görebilirsiniz.
Del Mar: San Diego´da at yarışları denince ilk akla gelen yerdir. Mükemmel bir sahil şeridi, harika evler, elit bir nüfusa sahip bir sahil kasabası olan Del Mar, aynı zamanda mükemmel manzaralar eşliğinde yemekler yiyeceğiniz mekanlar sunar.
Old Town: San Diego’da Old Town bölgesini ziyaret ettiğinizde şehre göç eden ilk Meksikalıların kurduğu eski tip evleri görebilirsiniz. Buradaki tek katlı evler ve nostaljik çevre sizi neşelendirecektir zira kendinizi bir film sahnesindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Bu bölge şehrin Latin ve Amerikan geçmişini yansıtır. Güzel fotoğraflar için mutlaka uğranılması gereken bir yerdir. Muhteşem Meksika mutfağını, çeşit çeşit margaritaları deneyimleyeceğiniz bi yer aynı zamanda ve yemyeşil.
Coronado Adası: Başrollerinde Marilyn Monroe’nın oynadığı ‘Bazıları Sıcak Sever’ filmine ev sahipliği yapmış Coronado Adası ise San Diego’nun en büyüleyici yeridir. Bu adada daha çok San Diego zenginleri yaşamaktadır.
Coronada Adası’na köprü ile 10-15 dakikalık bir sürede karayolu ile gidilebileceği gibi adaya Downtown’dan feribotla da ulaşılabilir. Feribottan indiğinizde kartpostallarda yer alan San Diego manzarasını karşıdan izleme fırsatına sahip olursunuz.
Her sene dünyaca ünlü zenginlere ev sahipliği yapan hayaletleriyle de ünlü ‘Hotel del Coronado‘ burada yer almaktadır.
La Jolla🌱: La Jolla bölgesi San Diego’nun kuzeyinde doğal bir koydan oluşmuştur ve şehrin en ünlü semtlerinden biridir. Boğazdaki semtlere benzetirim La Jolla’yı. Sanat galerileri, lüks restoranları, geniş caddeleri, küçük butikleri, ünlü mağazaları ile şehrin en cazip bölgelerinden biridir.
Okyanus kıyısında harika bir yürüyüş yapmak için tercih etmeniz gereken yer La Jolla Cove’dur. Bu bölgede şehrin göbeğinde inanılmaz bir doğa ile iç içe zaman geçirebilirsiniz. Muhtemelen en fazla palmiye ağaçlarını da şehrin bu kısmında göreceksiniz.
Burada aynı zamanda Deniz Aslanlarını da doğal ortamlarında gözlemleyebilirsiniz. Özellikle gün batımında La Jolla Cove’da harika bir manzara oluşur.
Prospect street La Jolla’nın ana caddesidir. Bunun yanı sıra Fey Avenue, Girard Avenue civarlarında da ise zevkle yürüyerek zaman geçireceğiniz caddelerdir. Bu bölgelerde ünlü markaların gösterişli mağazalarının yanı sıra küçük butikler, sanat galerileri, hediyelik eşyacılar bulunmaktadır.
Okyanusta yüzmek için ise San Diego içinde tercih edebileceğiniz en güzel plaj burasıdır. Plajda ister okyanusa girer ister kumların üzerinde zaman geçirebilir ya da sahil yolunda nefis bir yürüyüş yapabilirsiniz. Tabi ki bu plaj tüm San Diego sahilleri gibi sörfçülerin tercih ettiği bir yerdir.
San Diego’da yapılacaklar listesini yarına kadar saysam bitmeyeceğini düşünüyorum. Ama şunu söyleyebilirim, San Diego’yu gördüğümden beri sevdiklerimin San Diego’yu görmesini istiyorum.
Anlattıklarımın dışında naçizane fikrim San Diego’nun anne adayları için de muhteşem bir seçenek olduğunu düşünüyorum. Hepimizin isteği sağlıklı bir toplum olabilmek iken, hamilelik ve doğum süreçlerinin önemi de yadsınamaz. 12 ay süren ılık ve güneşli havasıyla San Diego size hamileliğinizi geçireceğiniz muhteşem bir ortam sunacaktır. Hamileliğinizin en stresli döneminde güzel havanın keyfi, aile dostu bir şehirde olmanın güveni, az trafik, bebeğin gelişiminde dış etkenlerden en az etkilenme koşulları ile San Diego size sonsuz huzurlu ev sahipliği yapacaktır Şehir içindeki sayısız parkları ve muhteşem plajları ile günlük yürüyüşleriniz için idealdir. Özellikle doğum tarihi kış aylarına gelen anne adayları için vazgeçilmez olduğunu düşünüyorum.
Uzun lafın kısası ölmeden önce görülmesi gereken şehirlere San Diego’yu eklemenizi tavsiye ederim. Kaliforniya’lı günler dilerim. Hoşçakalın🎈