14 Ekim haftasına Ay-Merkür arasındaki olumlu açıyla başlıyoruz. İletişim güçlü ve değerlendirilmeli. Haftanın en önemli olayı neredeyse tutulma etkisi taşıyan dolunay, 17 Ekim’de gerçekleşecek. 17 Ekim’e kadar önemli adımlar ve gerekli atılımlar yapılırsa, büyüyen ayın ışığı ile birlikte bunlar yerini bulabilir. Comet Atlas, Güneş’teki patlamalar ve tutulma etkisi derken oldukça yoğun bir gündem olacak. Niyet, düşünce, yönelim neyse, bu hafta ortaya çıkacak ve ifşalar artacak.
İkili ilişkiler açısından haftanın ilk yarısı zorlu olabilir. Beklenmedik ani olaylar ve haberler, kopuşlar ve karşılıklı restleşmelere neden olabilir. Aynı zamanda para piyasalarında ani hareketler riskli bir hafta olacağını gösteriyor. Cuma günü itibariyle ilişkiler nefes almaya başlar. Venüs’ün Yay burcuna geçişi, daha iyimser bir bakış açısı kazandırarak rahatlatıcı bir etki yaratır.
17 Ekim Perşembe günü, saat 14.26’da, neredeyse tutulma etkisi taşıyan, nadir görülen bir dolunay yaşanacak. Ay, Eris ve Acamar kavuşumunda, Şiron’un Baten Kaitos ile görünümü oldukça zorlu olacak. Bu dolunay, mental olarak hepimizi zorlayacak, duygusal patlamalar ve fevri, öfkeli çıkışlar denge bozucu bir etki yaratabilir. Ayrılık bilincinin körüklendiği, nifak tohumları eken zihnin aktifleştiği bir zaman dilimi. Zorunlu göçler, kopuşlar, terk edişler, ciddi kaza tehlikeleri, yangın ve patlamalar gibi durumlar görülebilir. Yollar ve yolculuklara dikkat edilmeli; ulaşım ve tedarik zincirinde aksamalar olası. Göçle ilgili sorunlar daha sert tepkilerle karşılık bulabilir. Kardeşler ve yakın çevre ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. İletişimde ve iletişim araçlarında ciddi sorunlar yaşanabilir. Mars’ın Pollux ile kavuşumu ve Pluto’nun aneretik derecesi gerginliği ve sertliği artırır. Kavga, çatışma ve şiddet eğilimleri artabilir. Zaten dolunaylar kaotik çalışır; tutulma etkisi, güneş patlamaları ve kuyruklu yıldız etkisi derken oldukça yüklü bir enerjiyi patlatacak bir dolunay olacak.
Ülkemiz açısından da önemli bir görünüm var. Anayasa, kurallar, hak ve hukuk meseleleri daha sert bir şekilde gündemde olacak. Son dönemde kadına, çocuğa ve hayvana yönelik yaşanan vahşet ne yazık ki pik noktasına ulaşabilir ve artan tepkilerle karşılaşabiliriz. Etik sorunlar ve vicdan yaralayıcı olaylar devam edecek. Sınırlar önemli hale gelecek ve sınırdaki askeri hareketlilik, gerginlik artabilir. Suriye, bu dolunaydan sert etki alacak ve orada olabilecek bir gerginlik dolaylı yoldan bizi etkileyebilir. Çevremizdeki gerilim artacak. İsrail, Lübnan, İran-Rusya, Ukrayna hattı kritik olacak.
Türkiye’de Marmara Bölgesi’nde sel ve sağanak yağış, toplumsal gerginlik yaşanabilir. Batı Karadeniz, Orta Anadolu ve Batı Akdeniz’i içine alan hat agresif ve gergin olabilir. Akdeniz kıyılarında aşırı yağış ve fırtına görülebilir. Kayseri, Samsun ve Hatay hattında beklenmedik, ani ve sert gelişmeler yaşanabilir. Avrupa’da ise Fransa ve sınırındaki ülkelerde halkın mültecilere ve artan fiyatlara tepkisi ortaya çıkabilir. Ani değişen hava koşulları da zorlayıcı olabilir.
Sağlık açısından, bel ve böbreklere dikkat edilmeli. Kemik kırılmaları, baş bölgesi sorunları, migren ve enfeksiyon riskleri artabilir. Romatizmal durumlar daha ağrı verici olabilir. Stres kaynaklı mide hassasiyetleri de bu dolunayda artabilir. Kansızlık tedavisi görenler daha temkinli olmalı. Uyuyan rahatsızlıklar uyanabilir ve gizli olanlar ortaya çıkabilir.
Yazması ve anlatması zor bir dolunay olacak. “Güzel bir şey yok mu, iyi bir şey yok mu, çok karamsar” diyenleriniz ve korkanlarınız olacaktır. Dolunaydan bir gün önce ve dolunay süresince 4 gün boyunca, kişisel anlamda ciddi çaba harcamak gerekecek. Ancak bu şekilde daha yumuşak yaşanabilir. Hayatlarımızda birçok yüzleşme olacak; sırlar ve gizemler ortaya çıkacak. Bu nedenle, ne kadar sakin, temkinli, tedbirli ve sağlam bir duruş sergilenirse o kadar iyi. Karanlık ışığa muhtaçtır; dolunay ışığıyla ortaya çıkanlar hepimizi rahatsız edebilir. Değişime direnç göstermek veya “Neden ben?” demek yerine, “Bu olanın çözümü nedir, kolay yolu nedir?” sorusunu sormak ve olayları dramatize etmeden yaşamak gerekir. Ayrılık bilincinin keskinleştiği bu döngüde, birlik bilincinde olan zihinlerin artması umuduyla… Hepimize kolay gelsin.