2022 yılı, pandeminin hayatımıza girmesinin üzerinden 2 sene geçtikten sonra, dünyaya tekrar uyum sağladığımız, yurtdışındaki işlerimize ve sosyal hayatımıza hareketin yavaş yavaş yeniden girdiği ve enerjimizi tekrar topladığımız bir yıl oldu. 2023’te ise bu enerji umarım katlanarak artar…
Bedri Baykam ile 2022’nin Kasım-Aralık ayını kapsayan Amerika seyahati ve sergileri hakkında kısa ve keyifli bir sohbet ettik…
Yakından takip ettiğim kadarıyla Bedri Baykam için bu sene yeniden yurtdışı sergileriyle ve fuarlarla dolu geçti… Sanat ortamına gelen bu canlanma bizi de ayrıca mutlu ederken bir yandan merak ettiriyor, Bedri Baykam Miami Art Week’te neler yaptı? Fuarda hangi eserleri ile yer aldı?
Bedri Baykam: Kasım ayında, Miami ArtWeek’de düzenlenen Art Context sanat fuarına Hilton-Asmus Gallery (Chicago)’nun temsiliyetiyle katıldım. Sanatsever, koleksiyoner, galeri ve kurum yöneticileri Miami’ye akın etmişti ve inanılmaz keyifli bir kalabalık vardı. Galerinin kurucusu ve baş küratörü Arica Hilton fuar boyunca eserlerimi en güzel şekilde izleyicilere sundu ve anlattı. Önümüzdeki yıl kendisiyle Chicago’da açacağımız sergiyi de konuştuk.
Uluslararası geniş bir izleyici kitlesine sahip bu fuarda son yıllardan tuallerim ve 4D Lenticular eserlerim ile yer aldım. Fuarda sevgili eşim Sibel Baykam ve Genel Koordinatörüm Öykü Eras bana eşlik ettiler. Türk ve Amerikalı sayısız sanatsever dost ile beraberdik. Leonardo DiCaprio’nun “Wolf of Wall Street” filminde hayatını canlandırdığı kişinin ta kendisi, Jordan Belford da fuarda eserlerimi gezip merak edenler arasındaydı… Keza yabancı dost galericiler ve sanatçıların da çoğu oradaydı. Türkiye Cumhuriyeti Miami Başkonsolosu Feyza Barutçu Altuğ ve değerli eşi Nehir Altuğ ve Gazeteci Ertuğrul Özkök ile de bir araya geldik.
Kısaca hem sanat ve iş dolu hem de özlenen dostlarla buluşmalı bir ArtWeek geçirdik.
Öte yandan itiraf etmeliyim ki, bu kadar çok serginin kente aynı anda yayılmış olması, gezmeyi ve keyif almayı çok zorlaştırıyor. Aslında aynı eleştiriyi Türkiye’de fuar ve Bienal’in aynı anda yapılması hakkında da söyleyebilirim. Bunlar sinerji değil tersine konsantrasyon kaybı yaratıyor bence.
Hepimiz biliyoruz, Bedri Baykam sanat hayatının başlangıcından beri herhangi bir kalıba sığmıyor. “Bedri Baykam sadece tual resmi yapan bir sanatçı” ya da “Bedri Baykam yalnız yerleştirme yapar!” gibi cümleler, hiçbir zaman, sanatınız hakkında kurulabilecek cümleler olmadı.
Sizi yıllardır takip edenler, sanat merkezinizi ve sergilerinizi gezenler bilirler… Peki bir de bizimle paylaşabilir misiniz, nedir bu Lenticular eserler? 4. Boyutta neler oluyor?
BB: 4D’lerimi yapmaya 2007 yılında başlamıştım. O günden bugüne hala çalıştığım bir teknik bu. Lentucilar eserlerimde farklı zamanlardan, farklı isimler ve imgelerin aynı düzlemde bir araya geldiğini görüyoruz. Bu da demektir ki 4. Boyut eşittir ZAMAN!
4D eserlerim hakkında şimdilerde ciddi bir rahatsızlıkla boğuşan sevgili değerli sanat insanı, yazar Edward Lucie-Smith’in “Dream Captions” kataloğuma yazdığı yazıdan bir alıntı paylaşmak isterim:
“… Bedri Baykam bu teknolojik yeniliği pervasız bir hayal gücüyle kullanmaya başladı. Birbirlerinin önünde uçuşan imgeler belki 3 boyutlu veya bizler kendi açımızı değiştirdikçe başka bir şeye dönüşüyorlar. Bazı görseller “sahiplenilmiş”, bazıları sanatçının kendi çektiği fotoğraflardan gelmiş, bazıları da varlıklarını sanatçının kendi boya veya çizimlerine borçlular.
Sonuç; izleyiciyi, kaynağı pek çok farklı yerlerde köksalmış olan devamlı değişen ve akışkan bir görsel evrene yönlendirmiş oluyor. Bedri, mağara resimlerine, 19. Yüzyıl İstanbul’unda Sultanların hayatını resmeden Oryantalist baskılara takıntılı; bu olgu, aynı zamanda popüler sinema, özellikle de Marilyn Monroe, James Dean gibi kötü kaderlerine yenilerek yitirilmiş starlar için de geçerli. Ayrıca kendisi Picasso’nun hayatı ve sanatı başta olmak üzere, Modernizmin ilk “kahramanvari” yıllarından da hayli etkilenmiş bir sanatçı.”
Sizi Amerika’da temsil eden tek bir galeri yok, birden fazla galeri ile çalışıyorsunuz. Bunlardan biri de Los Angeles’ta yer alan Gloria Delson Contemporary Arts. Hatta 2020 yılının ilk aylarında burada “Visual Adventures” (Görsel Maceralar) isimli bir kişisel sergi açmıştınız…
Miami ArtWeek için başlayan Amerika seyahatiniz sırasında yine California’ya uğradınız. Biraz da seyahatin bu kısmından bahsedebilir miyiz?
BB: Miami Fuarı’nın bitişi ile beraber eşim Sibel ile California’ya gittik. Önce San Francisco bölgesinde bütün eski arkadaşlarım ve meslektaşlarımı görmek her zamanki gibi çok keyifliydi. Ardından beni Los Angeles’ta temsil eden galerim Gloria Delson Contemporary Arts’ı ziyaret ettik. Burada, galericim Petra Wright’la, hakkımda bir hazırlık yapan eleştirmen Peter Frank ve bazı koleksiyonerimle görüştüm.
Galiba ayrıca Dünya Başkanı olduğunuz AIAP/IAA Amerikan sanat örgütünün yönetim kurulu ile de bir toplantı yaptınız…
BB: Evet, IAA/USA’i (AIAP/IAA Uluslararası Sanat Dernekleri UNESCO Resmi partneri oluşumun Amerikan Sanat Derneği kanadı) 3 yıl önce kurarken bizlerle beraber büyük çabalar harcayan, derneğin o zamanki Kurucu Başkan’ı Qathryn Brehm, şu anki yönetim kurulu üyeleri ile beraber buradaki eserlerimi gezip sohbet ettik ardından bir toplantı gerçekleştirdik. Onları görmek çok keyifliydi!
Dünya Başkanı olarak, İstanbul’da Şubat ayında yapılacak Dünya Genel kuruluna kesin katılmasını beklediğimizi vurguladım. Yeni başkanları geleceğini bildirdi.
Onlarla yaptığım toplantıda aldığım bir başka güzel haber Beni çok mutlu etti. Los Angeles şehri meclisi Dünya Sanat Günü’nü belgeleyerek özel bir bildirge ile resmi olarak kabul ettiğini ilan etti! Amerikan Sanat Derneği (IAA/USA) bu güzel haberi beraber düzenlediğimiz yemekte Dünya Başkan’ı olarak benimle paylaştı ve bu benim için güzel bir sürpriz oldu. Amerikan sanat derneğinin dışında Dünya Sanat Günü artık California’da da resmi olarak kutlanacak!
Hakkınızda yazılmış onlarca kitap, yapılmış röportajlar, videolar, filmler, araştırmalar var… Yurtiçi ve yurtdışında yaptıklarınıza yetişmek zor 😄 Hazır İstanbul’da yapılacak Dünya Genel Kurulu demişken, sorayım…
UNESCO’ya bağlı Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin kurucularından biri ve halen bu örgütün Türkiye Ulusal Komitesi Başkanısınız. Aynı zamanda 2015 yılında düzenlenen UNESCO resmi partneri International Association of Art (IAA) 18. Dünya Sanat Birlikleri Genel Kurulu’nda Dünya Başkanı seçildiniz. Bu başkanlığınızı sanırım bahsettiğiniz İstanbul’da gerçekleşecek Genel Kurul’da devredeceksiniz…
Hazır lafı açılmışken kısa da olsa Dünya Sanat Günü’nden ve Dünya Başkanlığı’nızdan bahsedebilir miyiz? Nasıl bir süreçti Dünya Sanat Günü’nü UNESCO’ya kabul ettirmek?
BB: 2011 yılında, Meksika’nın Guadalajara kentinde yapılan 17. Dünya Sanat Birlikleri Genel Kurulu’nda, UPSD Başkanı olarak yaptığım teklifin oybirliği ile kabul edilmesi üzerine, Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan, Dünya Sanat Günü ilan edildi. 2019 yılındaysa bu öneriyi bu sefer IAA Dünya Başkanı sıfatı ile UNESCO’ya taşıdım. Yine oybirliğiyle kabul edildi ve Dünya Sanat günü Uluslararası UNESCO Günleri’nin arasına girdi. Bu hem benim için ve hem ülkemiz için ayrıca çok gurur verici bir olay. Şubat ayında İstanbul’da gerçekleşecek bu genel kurul vesilesiyle, Dünya sanat günü hakkında harika bir kitap hazırlıyoruz, kalıcı bir eser olacak bu tarihi dönemeç hakkında… İç ve dış sergilerle çok dolu geçecek bir 2023 yılı geliyor. Heyecanla bekliyoruz…