Çocukluk döneminin farklı ve özel bir dönem olduğunun anlaşılması 18. yüzyıldan itibaren anlaşılmaya başlanmıştır. Çocukları yetişkinlerden ayıran en önemli özellik onların devamlı büyüme ve gelişme sürecinde olmalarıdır. İnsanlar, dünyadaki canlılar içinde çocukluk dönemi en uzun olanlardır. Sporun ve düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı bir toplumun oluşmasındaki öneminin anlaşılması, dikkatlerin çocukluk çağı spor ve fiziksel aktivite etkinliklerine yönelmesine neden olmuştur. Spor devamlı büyüme ve gelişme süreci içinde olan çocukların sadece bedensel sağlık ve fiziksel gelişimlerine değil tüm gelişimlerine etki eder. Spor yapan çocuklar kişisel deneyimlerini ve yaratıcılıklarını geliştirir, sorumluluk duygusu kazanırlar. Ayni zamanda yardımlaşma, iş birliği yapma ve arkadaşlarına ve oyun kurallarına saygı gösterme gibi sosyal davranışları da kazanarak olumlu bir benlik gelişimi sağlarlar. Spor yapmayan ve iyi beslenemeyen çocukların sağlıklı bir büyüme ve gelişme süreci içinde olmaları oldukça zordur. Spor yalnızca sağlıklı gelişme için değil aynı zamanda çocukların şahsiyet gelişimi ve zihinsel sağlığı açısından da önemlidir.
İsveçli ünlü fizyolog Astrand’ın da söylediği gibi, insanlar hareket için yaratılmış ve düzeni ona göre kurulmuştur. Uygarlık ilerledikçe ulaşım imkanlarının artması, bedensel işçilikten tasarruf sağlayan çok sayıda alet ve cihazların çıkması ve özellikle çocukların da zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar ve televizyon ekranlarının karşısında geçirmeleri bedensel faaliyetlerin çoğunu modern yaşamda oldukça azaltmıştır. Bu durum zamanla insanlarda hareketsizlikten kaynaklanan diyabet ve depresyon gibi birtakım hastalıkların oluşmasına neden olmuştur. Sportif faaliyetler bu tür hastalıklarda bir tedavi aracı olarak kullanılabilmektedir. Çünkü sportif faaliyetler her yaş gurubunda organ yapılarının ve fonksiyonlarının en iyi şekilde devamlılığını sağlayan aktivitelerdir. Bugün spor ve düzenli yapılan egzersizler, koruyucu hekimliğin en önemli araçlarından biri haline gelmiştir. Uzmanlar sporu insanın sağlık durumunu iyileştiren ve devamına yardım eden fiziksel aktiviteler topluluğu olarak tanımlamaktadır.
Günümüzde yarışma sporlarına çok erken yaşlarda başlanıldığı bilinen bir gerçektir. Çocukların zevk ve eğlence ile yapmaları gereken spor uygulamaları, yerini genellikle aşırı yüklenmeli, stresli, ne olursa olsun kazanma arzusu ile yaptırılan, büyükler tarafından organize edilen ve aynı zamanda antrenörlerin yarışmaları olan etkinlikler almıştır. Avrupa Konseyi, çocukların spora başlatılması konusunda eğer çocuğun üzerinde akut ya da kronik zararlar bırakmayacağından emin olunmuyorsa o spor dalına başlamasının tavsiye edilemeyeceği görüşünü ileri sürmektedir.
Aslında çocukların spor yapmasındaki esas amaç onlardaki kardiyovasküler dayanıklılığı arttırma, kas-sinir koordinasyonu, kuvvet, esneklik gibi motor özellikleri geliştirme ve aynı zamanda bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı, yapacağı spor dalı için alt yapısı hazır bireyler yetiştirmek olmalıdır. Bu özelliklerin kazandırılması okul öncesi ve ilköğretim dönemindeki çocuklarda pedagojik yaklaşımla yapılan uygulamalarla kazandırılmalıdır. Bu konuda görev yapan eğitimcilerin çocukların anatomik yapılarını tanımaları, bedensel ve ruhsal gelişim aşamalarını bilmeleri ve bunları etkileyen unsurları belirleyerek çalışmalarını sorumluluk bilincinde yapmaları gerekir.