Siz hiç daha önce devrildiniz mi? Peki ya tekrar ayağa kalktınız mı? Eğer ikisinin de cevabı evet ise siz bir devrimcisiniz demektir. Yazının başlığına bakmayın, devrim dediğin önce insanın kendinde başlar der büyüklerimiz. Büyüye büyüye, git gide bir çığa dönüşür. Artık isteseniz de önünde duramaz hale gelirsiniz. Ya sessizce temaşa edersiniz ya da bir bakmışsınız onun bir parçası haline gelip bir ucundan da siz tutuvermişsiniz bile çoktan. İşte tam olarak bunu eğlenceli ve kendine has romantik diliyle anlatan, gastronomik filmlerin arasına şanlı bir giriş yapmış, 2021 yapımı “Délicieux” filmine hafifçe bir göz gezdirmek isterim sizlerle birlikte. Orijinal senaryosu, aynı zamanda filmin yönetmeni de olan Éric Besnard ve Nicolas Boukhrief tarafından kaleme alınmış “Lezzetli”, 1789’da Fransız Devrimi’nin hemen öncesinde geçmektedir. Soylular ve diğer halk olarak belirgin bir çizgiyle ayrışmış toplum ve bu ayrışmanın getirdiği ekonomik uçurum daha ne kadar büyüyecektir. Bir tarafta şatafat içinde yaşayan soylu saray eşrafı dilediğini yiyip içebilirken öte yandan açlıkla mücadele eden halk (bugünlerde bir yerlerden tanıdık geliyor değil mi?)…
Hayatı boyunca mutfak dışında bir yer görmemiş, babasından aldığı el ile Chamfort dükünün baş aşçısı olan Pierre Manceron (Grégory Gadebois) oldukça becerikli bir şeftir. Bir gün efendisi dük tarafından kovularak, yaşamı boyunca başka yer görmemiş Manceron ve oğlu, kendilerini yeni bir hayat kurmak üzere kapının önünde bulurlar. Yeni hayatları o kadar kolay olmayacak olan bu baba oğulun karşısına adeta bir şans meleği gibi çıkan Louise (Isabelle Carré) ise her şeyi değiştirecektir. Artık yemek yapmaktan uzaklaşan Manceron sakin ve sade bir hayat sürdürürken, hayat ateşini tekrar harlayacak ve onu tekrar mutfağa sokacak olan Louise, Manceron’un çırağı olmak için çıkagelir. Louise’i eğitmeye zar zor ikna olur Manceron. Zaman içinde çırağına karşı hisler beslemeye başlayan Manceron için artık tek taraflı bir eğitim değildir bu. Louise de onun solmuş ruhunu eğitecek ve çiçekler açtıracaktır bir yandan. Eşini yıllar önce kaybeden şefimiz onca direnmeye rağmen kendi devrimini gerçekleştirmeye her geçen gün daha da yaklaşır. Kadın eli değişmiştir hayatına artık. Hancılık yapmaya başlayan kahramanımız bir süre sonra hanımcılığı da repertuvarına katarak farklı bir şeyler denemek ister ve yemeklerini porsiyon olarak satmaya; masalarda tabak, çatal, bıçak, kaşık, bardak gibi gereçleri önceden bulundurmaya başlar. Daha önce sadece yoldan geçenlerin girip yemek yedikleri bir yer olmaktan çıkıp, yerel halkın da gelip deneyimlediği bir yer haline dönüşür mekan. Délicieux tabelasını da kapısına koyduktan sonra ona daha önce bilmediği bir şeyi söyleme vakti gelmiştir. Dünyanın ilk restoranını açmıştır Manceron.
Ez cümle; Günümüz dünyasında sağ tandansın yükselişte olduğu su götürmez bir gerçek. Belki de solculuk ve liberalizm damarlarınızın biraz olsun kabaracağı ve izlemesi epey keyifli olduğunu düşündüğüm “Lezzetli” filmine ismini veren tarifle sizi filmi izlemeye göndermek isterim.
MALZEMELER
- 2 adet milföy hamuru
- 1 yumurta
- 150 gr. crème fraîche (taze peynir)
- 400 gr. patates
- 30 gr. siyah trüf
- 1 çay kaşığı toz muskat
- Zeytinyağı
- Tuz, karabiber
YAPILIŞI
- Fırınımızı 180°C’de önceden ısıtılalım
- Patateslerimizi soyup dilimler halinde keselim ve tencerede kaynar suda haşlayalım
- Bu arada crème fraîche ile muskatı bir kapta karıştıralım. Tuz ve karabiber ekleyelim.
- Siyah trüfü ince dilimler halinde rendeleyelim.
- Milföy hamurlarımızı kalıba yayıp altına bir çatal yardımı ile küçük delikçikler açalım. Patates dilimlerimizi yerleştirelim ve siyah trüfleri dizelim. crème fraîche ile kaplayalım. Tekrar patates ve siyah trüf ekleyelim.
- Ardından ikinci milföy hamurunu üstüne boşluk kalmayacak şekilde kapatalım. Bir fırça yardımıyla üstüne yumurta sarısını sürelim.
- Önceden ısıttığımız fırınımızda 50 dakika ile 1 saat arasında pişirelim. Ve servis!
Tüm devrimcilere afiyet olsun.