Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, çocukluğunu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirdi. Annesinin ölümünden sonra Sankt-Peterburg’daki Mühendis Okulu’na girdi. Babasının ölüm haberini de burada aldı. Okulu başarıyla bitirdikten sonra istihkâm bölüğüne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı. Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski, ilk kitabı İnsancıklar’ı 1846 yılında yayımladı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski’nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı.
Dostoyevski, 11 Kasım 1821 doğumlu olup, 18 derece Akrep Güneşi o tarihte Zuben Elscemali etkisinde, haritasında asıl mevzu durağan pozisyondan yeni çıkmış, Akrebin kalbi Antaresli Merkür’ündedir. Antares o tarihte 7 derecede; onu hem var eden hem de sonunu getiren Merkür Antares. 8 ve 12. ev gibi karmik, kadersel evlerinin yoğun çalıştığı Dostoyevski aynı zamanda bir sabitkıranlı. Koç’ta retrolu sabitkıranlar, Merkür’ün pozisyonu itibariyle irregular harita prensibinde asimetrik risk veren haritasında koruma melek Mikail’den geliyor; Hanuman Aldebaran kavuşumu Ay’ını korumaya alıp en zor durumların içinde ışığı görmesine destek olmuş ve kaçınılmaz gerçek Antares ölümünü hazırlayan koşulları getirmiş. Hayatındaki ünlü 27’ler, haritasında bu göstergelerini tetiklemesi ile çalışmış.
Dostoyevski, 27 Kasım 1849’da, devlet aleyhine komplo kurduğu iddiasıyla ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak, idam mangasının önünde son anda affedildi ve Sibirya’ya sürgüne gönderildi. Gökyüzünde 4 derece Marfikli Güneş, 1 derece Acrablı Şiron Neptün Balık’tan kare alırken Satürnyen döngüdeki Dostoyevski’nin gökyüzündeki Satürn, Şiron’unu tetikliyormuş. Elbette 12 ve 8. evler aktivasyonu eşliğinde; yönetimi ölüm kararından döndüren ise gökyüzündeki Ay’ın Jüpiter kavuşumu, düğümlere olumlu etkisi; oldukça kadersel, karmanın dengelendiğini gösteren bu hatlarda sistem ağır görevleri olan, dünyaya iz bırakacak Dostoyevski’yi ipten almış. Jüpiter Ay kavuşumları en güçlü korumayı verir.
27 Kasım 1866’da, ilk eşi Maria Dmitriyevna’nın ölümünden sonra evlenmeyi düşündüğü Apollinaria Suslova ile ayrıldı. Suslova, Dostoyevski’ye ihanet etmiş ve başka bir erkekle evlenmeye karar vermişti. Gökyüzünde yine Dostoyevski’nin Antaresli Merkür’ünün Güneş, Lilith ile 8. ev ile sınaması sahnede; Güneş’inin üzerinde ise Satürn Akrep Zuben etkisi ile ilişkilerde sancılı süreçleri vermiş. Buna ek olarak yine 12. evini tetikleyen, Pluto Scheat’a, Galaktikte Venüs Merkür karesi aldatılma, ilişkiden acı çekme, çaresizce vazgeçişi vermiş.
Budala romanında, Prens Myshkin’in St. Petersburg’a geldiği gün Kasım ayının 27’sidir. 9 Şubat 1881’de hayatını kaybetti. Ölüm sebebi, akciğer kanamasıydı. Cenazesi, St. Petersburg’da büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı. Ve son sahne elbette gökyüzünde Antaresli Güneş tutulması ile hazırlanmış; ilk tetik 2 Aralık 1880’de Güneş tutulması ile olmuş ki haritasında dikkat çeken Pluto’nun 27 derecesi (Scheat derecesi), ölüm fermanını hazırlayan ilk gökyüzü tetiğinde de Güneş’ini bir hayli yormuş olan Algol karşısında Merkür Akrep retrosu olmuş; 16 Aralık 1880’de yine Antaresli Mars Merkür kavuşumlu Ay tutulması ile dönüşü olmayan yola girilmiş.
Hayatındaki 27 sayısı oldukça önem taşıyan, onun yaratıcılığına, derinliğine hizmet ettiği kadar ölümünü de hazırlayan bir rakam. Bir güneş tutulması ile gelip bir ay tutulması ile ayrıldığımız dünya hayatında her hayatın yeri ayrı, biricik ve belli bir kod yazılım ile oluşmakta; doğduğumuz an ve öleceğimiz an baştan beri seçilmiş; bağlantılı 27 sayısı Algol derecesini verir; onun döneminde Scheat hattını çalıştırıyor olması; başı Kratos tarafından kesilen Medusa’ya, annesine döktüğü gözyaşlarıdır Pegasus’un; tıpkı eşsiz eserler bırakmış olan Dostoyevski’nin hayatı gibi…