Yapay Zeka hakkındaki birçok fikirlerin serbestçe sayfaları donattığı basınlarda en kaçınılmazı “yapay zeka işimizi elimizden mi alacak, insanlığı işsiz bırakacak” gibi büyük hayali cümlelerdir. Bu tarz tehditvari varsayımlardan ötürü asıl üzerinde durulması gereken meselelerden uzaklaşmamıza sebep oluyor. Bu yargıları bir kenara atıp Yapay Zekanın ana akımına bakalım ve asıl odak noktamızın ve bize gereken temel birikimi tanıyalım.
Aklında/elinde biraz verisi ve bir problemi olan herkes derin öğrenmeden -yapay zekadan- yardım alabilir miyim, sorusu oluştu ve cevabı evet oldu. Teknolojinin var olduğu her yerde Yapay Zeka kendisine her türlü alanı yarattı: Eğitim, bilim, sanayi, sağlık, ticaret, medya, sanat ve daha birçok alan.
Peki bu Yapay Zeka ne zamandan beri hayatımızda?
Bu bizi 2. Dünya Savaşı’na götürür ve Alan Turing ile tanışmamızı sağlar. Savaş sırasında kod kırıcı (kriptograf) olarak çalışan ve bu sebeple “savaş kahramanı” olarak sayılan Turing aynı zamanda neresinden baksanız bilgisayarın mücididir de. Hemen ardından Yapay Zeka alanını icat eden de yine çok büyük ölçüde o olmuştur. Bu yapay zekanın başlangıç detayları nedir derseniz, Turing döneminin belli başlı problemlerinden Entscheidungproblem yani ki “kararlı problem”i çözmek gibi bir hedef koymuş kendisine. Bunlar, matematik alanında evet veya hayır şeklinde cevabı olan sorulardır. Aynı şekilde cevabını nasıl bulacağımızın hiç tarifi olmayan sorular da sorar. Turing, hedef koyduğu bu cevaplamaya hızlı bir şekilde ulaşır. Matematiksel problem çözme makinesi icat etmiştir. Buna da Turing Makinesi diyoruz. Öyle ki, çeşitli kaynaklardan her türlü matematiksel tarifin kodlanabildiğine ulaşıyoruz bu makineler ile. Bununla birlikte “makineler düşünebilir mi” gibi sorular ciddi merak uyandırmaya başlamıştı. Turing ise Yapay Zeka araştırmalarına çoktan yönelmiş ve bu amaçla bir test oluşturma yönünde adımlarını atıyordu. Tahmin edeceğiniz gibi bu testin ismi de Turing Testi idi. Turing testi makine zekasının insan zekasından ayırt etmekle ilgiliydi. Öyle ki insan davranışından ayırt edilemeyen bir şey yapmaktı. Turing’in testini anlatan ilk makalesi “Bilgi İşlem Makineleri ve Zeka” 1950’de Mind Dergisi’nde yayımlandı. Bu da ilk Yapay Zeka makalesi olarak kabul edilir.
Günümüze baktığımız vakit Yapay Zekaya verilecek güzel ve çarpıcı bir örnek vermemiz gerekirse bu, Nisan 2019’da insanlık tarihinde ilk kez bir kara delik fotoğrafı görmemiz. Bu muazzam görsel veri, gök bilimciler tarafından 8 radyo teleskop ile 55 milyon ışık yılı uzaklıktaki 40 milyar km genişliğinde bir kara delik görüntüsü elde etmeleri oldu. Bu muazzam bir ilerlemeydi. Fakat unutulan bir şey vardı ki bu olağanüstü fotoğraf Yapay Zeka sayesinde mümkün oldu. Yüksek veya ileri -siz ne dersenizbilgisayar görüntü algoritmalarıyla eksik unsurlar Yapay Zeka tarafındam birleştirilerek kara deliğin görüntüsü inşa edildi.
Yapay Zekanın ne denli uygulamalarla hayatımızda bulunacağını, hangi raddede erişilebilir hale geleceğini tahmin edemeyebiliriz. Gelecekte kimi Yapay Zeka uygulamaları halen varlığını sürdürecek veya var olacak. Kimileri de unutulup gidecek. Nasıl ki bilgisayarlar hayatımızı değiştirdi, Yapay Zeka da katbekat değiştirmeye devam edecek.