Kahve ve çay severler için bir süre önce Çin’den bazı cesaret verici haberler geldi. Araştırmalar, bu içeceklerden birini veya her ikisini tüketmenin inme ve bunama riskini azaltabileceğini söylüyor.
Kafein kesinlikle önemli bir ortak payda olsa da, kahve ve çayın her ikisi de güçlü antioksidanlar da dahil olmak üzere birçok potansiyel olarak faydalı kimyasal bileşik içeren bitkilerden elde ediliyor. Bazı araştırmalar belirli gıdaların – özellikle antioksidanlar ve diğer beyin hücrelerini koruyucu bileşikler açısından zengin olanların – beyin sağlığına faydalarını gösteriyor. Örneğin, birkaç çalışmada, daha yüksek seviyelerde flavonoid alımı, Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Yine de kahve ve çayın unutmamamız gereken önemli dezavantajları da var. Aşırı tüketildiğinde demir emilimini engelleyebilecek tanen adı verilen bileşikler içerir. Bu tanenler ayrıca diş minesi üzerinde biriktiklerinde dişlerde lekelenmeye neden olabilir. Ek olarak, kahve gibi, çaydaki kafein de aşırı alındığında huzursuzluk, titreme, hızlı kalp atışı, uykusuzluk ve kaygıya yol açan bir soruna neden olabilir. Çaydaki kateşinler bazı kalp ve tansiyon ilaçlarını etkileyebilir. Şeker, bal, krema ve diğer kalorili veya yağ yüklü bileşenler eklenirse çay ve kahvenin sağlığa faydaları reddedilebilir.”
Neyse ki, hayattaki her şey gibi, bu da denge ile ilgilidir. Günde 3-5 bardak içmek, olumsuz yan etkiler olmadan bu keyifli içeceklerden sağlık yararları sağlamanın en tatlı yoludur.