Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; Dünyada ve ülkemizde en çok ölüm sebebi kalp ve damar hastalıklarından dolayıdır. Dünyada 17 milyon kişinin yaşamını kalp ve damar hastalıklarına bağlı nedenlerle kaybetmekte; ülkemizde ise ne yazık ki her yıl 300 bin kalp krizi, 125.000 ölüme yol açmaktadır.
Peki kardiyovasküler hastalıkların çoğu risk faktörleriyle mücadele edilerek önlenebilir mi?
Cevabımız ise: Evet!
Dünya Sağlık Örgütü uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörleriyle mücadele edilerek bu hastalıkların kontrol altına alınabileceğini ve kalp, damar hastalıklarına bağlı ölümlerin 4’te 3’ünden fazlasının engellenebileceğini bildirmiştir.
Ayrıca Kalp ve Damar Hastalıklarına dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı sağlamak adına her yıl 29 Eylül tarihinde Dünyada ve ülkemizde Dünya Kalp Federasyonu ve üye kuruluşlar tarafından “Dünya Kalp Günü” kalp sağlığı teması adı altında kutlanmaktadır. Dünya Kalp Günü ilk defa 29 Eylül 2000 yılında kutlanmış ve her yıl aynı tarihte kalbimizin önemine dikkat çekmektedir.
Biz de böyle önemli bir günde hem ülkemizde hem de dünyada çok değerli bir doktor olan Prof. Dr. Hakkı Tankut AKAY’a merak ettiklerimizi sorduk.
- Kalp ve Damar Hastalıkları Nedir?
Kalp ve Damar Hastalıkları, dolaşım sistemini ilgilendiren her türlü hastalığı ifade etmektedir. Kalbi besleyen damarlar, kalp kapakları, beyin ve böbrek gibi hayati organları besleyen atardamarlar, toplardamarlar ve lenf damarlarını içerir. Dünya kalp günü sebebi ile biz bugün sadece vücudumuzun pompa görevini üstlenen kalp hastalıklarına ve bunun farkındalığına odaklanacağız. Bu hastalıkların başlıcalarını sadece isim olarak vermek gerekirse; Doğumsal kalp hastalıkları, Koroner arter hastalığı (Miyokard enfarktüsü yani kalbin kas tabakasının oksijensiz kalması ve buna bağlı kalp hücrelerinin ölümü), Kalp ritminin bozuklukları, kalp büyümesi olarak da bilinen Dilate kardiyomiyopati (Kalp karıncıklarının genişlemesi), Kalp yetmezliği ve kalp kapak hastalıkları…
- Kalp ve Damar Hastalıklarının Nedenleri Nelerdir?
Kalp ve damar hastalıklarının en önemli sebebi ateroskleroz ismi verilen damar sertliği hastalığıdır. Kan kolesterol düzeyi yüksek olanlarda, kan basıncı yüksek olanlarda, sigara içenlerde, aşırı kilolu kişilerde, egzersiz yapmayan kişilerde ve diyabetlilerde bu hastalıklar daha fazla meydana gelmektedir. Kalp kapak hastalıklarının önemli sebeplerinden biri dejenerasyon ve halen romatizmal kapak hastalıkları olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Kalp ve Damar Hastalıklarında En Sık Rastlanan Belirtileri Nelerdir?
Koroner arter hastalığı olanlarda kalbi besleyen kan damarlarının tıkanması sonucunda kalp krizi, göğüs ağrısı yani anjina pektoris, Konjestif kalp yetmezliği, beyni besleyen kan damarlarının tıkanması halinde inmeler ya da geçici iskemik ataklar, Ekstremiteleri besleyen damarlarının hastalığıdır ve ayakta iskemik yara ve uzuv kaybı, yol yürümekle bacaklarda yol yürümekle ağrı ortaya çıkmasıdır. Kalp kapak hastalıklarında nefes darlığı, göğüs ağrısı da sıkça karşımıza çıkmaktadır.
- Kalp ve Damar Hastalığı Olan Bireylerin Dikkat Etmesi Gereken Konular Nelerdir?
Kan sulandırıcı kullanımı, egzersiz yapılması, sigara kullanılmamalı, düzenli ve dengeli beslenme, kan basıncının, kan yağlarının ve kan şekerinin kontrol altına alınması ve belirli aralıklarda doktor kontrolüne girmek gerekmektedir. Çocuk hastalara gelince; doğumsal kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi çok önemli bir bölümü ülkemizde kendini bu işe adamış birçok merkezde başarı ile ameliyat edilebilmektedir. Bir başka önemli konu ise; dengesiz beslenme ve dengesiz beslemeden kaynaklı olan obezite, çocuklar için en büyük sağlık problemlerinin başında yer almaktadır.
- Kalp Hastalığı ve İnmeye Bağlı Erken Ölümler Nasıl Önlenebilir?
Kalp hastalıklarına bağlı erken ölümü tamamen önleyebiliriz demek çok doğru olmayabilir ama almamız gereken bazı hayati önlemler de mevcuttur. Dünya Kalp Federasyonu, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite yoksunluğu gibi başlıca risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp hastalığı ve inmeye bağlı erken ölümlerin en az %80’inin önlenebileceğini bildirmişlerdir. Son derece önemli ve uygulanabilir bu önlemlerin erken ölümleri engelleyebileceği gerçeğini akılda tutmakta büyük fayda var. Kişinin genetik yapısının da çok önemli olduğunu burada vurgulamamız gerekmektedir.
- Sizce COVID-19 Hastalığının Kalp ve Damar Hastalığına Etkisi Oldu Mu?
İleride elimizde daha çok bilimsel veri olduğunda bunu daha net konuşabileceğiz ancak Koronavirüs kalp ile birlikte damar sistemini de etkileyebilmektedir. Damar duvarlarını kalınlaştırıp (vaskülit) iç damar yüzeyinin kayganlığını bozmakta (intimitis), damar içi pıhtılaşmayı yani trombozu artırmaktadır. Aynı etkiyi kalbin damarlarında da yaparak kalp krizi riskini tetiklemektedir. Koronavirüs ile enfekte olan bazı kişilerde sitokin fırtınası adı verilen durum çoklu organ yetmezliğine yol açabilir. Sitokin fırtınası, kalp kasında inflamasyona (iltihaplanmaya) neden olabilir. Miyokardit olarak adlandırılan bu durum, kalbin kasılarak kan pompalama işlevinin bozulmasına yol açar. Miyokardit, kalp yetmezliği ile sonuçlanabilir. Covid-19 miyokarditin yanı sıra; aritmiye, akut koroner sendroma ve tromboembolizme de sebep olabilir.
- Düzensiz Kalp Atışları Neleri Tetiklemektedir?
Kalpte ritim bozukluğu çok önemli hastalıklara işaret edebilir. Normalde kalp hızı dakikada 60-100 vurudur. Kalbin çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz atması durumuna ritim bozukluğu ismi verilir Kalp vuruşlarının düzensiz hissedilmesinde baş dönmesi, göz kararması, baygınlık hissi ya da bayılma görülebilir. Erken tanı ve tedavi hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresini etkiler. Kalpte pıhtı oluşmasını tetikleri kalp yetmezliğini tetikleri ani ölüm sebebidir.
- Kalp Krizi Nedir? Neden Kaynaklanmaktadır ve Nasıl Önlenir?
Miyokard infarktüsü olarak da ifade edilen kalp krizi; kalbin oksijen ve besin desteğinden sorumlu koroner damarlardaki tıkanıklık veya aşırı daralmalara bağlı olarak kalp kasına kan akışının kesilmesi durumudur. Kalbi besleyen koroner damarlarda oluşan herhangi bir ani tıkanma kalp kasının yeterince oksijen alamamasına neden olarak kalp dokusunda ölüme sebep olabilir. Koroner damarların içerisinde kolesterol gibi maddeler birikir ve plak olarak adlandırılan yapıları oluşturur. Plaklar zaman içinde çoğalarak damarı daraltır ve üzerlerinde çatlaklar oluşur. Bu çatlaklarda meydana gelen pıhtılar veya duvardan kopan plaklar damarları tıkayarak kalp krizine neden olabilir. Erken zamanda ve doğru bir müdahale yapılarak damar açılmazsa kalp dokusu kaybı meydana gelir. Kayıp, kalbin pompalama gücünü azaltır ve kalp yetmezliği oluşur. Ani ölüm dışında kapak yetmezliği, kalpte balonlaşma, kalpte karıncıklar arasında delik oluşması gibi önemli mekanik komplikasyonlar da oluşabilir. Bu hastalara acil olarak trombolitik tedavi, balon anjioplasti ve koroner bypass gibi tedavi yöntemleri kullanmak sureti ile ani ölüm engellenebilir.
- Kalp Hastalığı Teşhisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?
Doktor tarafından yapılacak detaylı bir fiziksel muayene sonrasında, bazı laboratuvar testleri, Elektrokardiyografi ile kalpteki ritim aktivitesini tespit etmek mümkündür. Eğer ritimde bir bozukluk var ise Holter dediğimiz tetkik ile 24 saat boyunca kalp ritmi kaydedilerek daha detaylı ritim analizi yapılabilir. Ekokardiyografi, ultrason dalgalarından yararlanarak kalp boşluklarının görüntüsü, kapakların görüntüsü, fonksiyonu, kalp içerinde olası bir pıhtı veya kitle varlığı hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bunun dışında özelleşmiş testlerden bazıları ise Miyokard perfüzyon sintigrafisi; kalp kasının kanlanmasında bir sorun olup olmadığını araştırmak üzere yapılır. Bir başka non-invazif görüntüleme (cerrahi işlem gerektirmeyen, kişi için son derece kolay ve hastanede yatış gerektirmeyen) dediğimiz testlerden biri ise çok kesitli bilgisayarlı tomografi olup standart anjiyografi yapmak için kullanılan kontrast madde damardan verilerek aynı anda binlerce kesitten saniyeler içerisinde görüntü alınarak kalp damarlarının durumunu görüntülemektedir. Bir başka test ise kardiyak MR olup kalp damar tıkanıklıklarının değerlendirilmesi, kalp krizi sonrası kalp kasının ne kadar etkilendiğinin ve bu etkilenme sonucu kalp kasının ne kadarının canlı ve fonksiyonel yapısını koruyabildiğinin belirlenmesi konusunda detaylı veriler sağlar. İnvaziv testlerden kateter çalışması ve koroner anjiografi ise koroner arterlerin durumu, kalpteki damarların basınçları hakkında bilgi verir. Koroner anjiografi tecrübeli ellerde kaliteli bir görüntüleme yapmasının yanı sıra işlem sırasında balon anjiyoplasti ve stent uygulaması da yapılabilmesi bir başka avantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Son olarak okuyucularımıza Dünya Kalp Gününde Vermek İstediğiniz Bir Mesaj Var Mıdır?
Kalbinizi sevin ve ona iyi bakın.