Yazının başlığını görünce ve okudukça “acaba bir clickbait’e mi yakalandım” şüphesine girebilirsiniz ancak paragrafları sürdürdükçe beğeneceğinize eminim.
Dünya Kupası’nın ev sahibinin Katar olması çok tartışma yarattı. Almanya, Danimarka ve Norveç turnuvanın başlamasından yıllar önceden ev sahibinin insan hakları ve göçmen işçi alımı sistemiyle ilgili eleştiriler ve turnuva süresincede farklı protesto metodları uyguladılar. Sorun bir turnuvanın lokasyonu olmaktan çıkıp olimpiyat komitelerinin ele alacağı bir “spor değerlerini nasıl kurtarırız?” tartışmasına dönüştü.
Size dönelim.
Sizce sporun değerleri neler?
“Sağlıklı yaşam”
“Beden eğitimi”
“Bilimsel beslenme”
“Kafa dağıtma”
Dediyseniz şanslısınız çünkü spor sizin için halen bir takıntı haline gelmemiş. Bizim hyatımız biraz daha stresli. Tuttuğumuz takımlardan, takip ettiğimiz yıldızlara kadar hepsi İngiliz şair Kipling’in dediği gibi “döküp ortaya varını yoğunu bir yazı turada yitirsen bile…” şeklinde geçen anlarla dolu bir yaşam. Futbol, basketbol, okçuluk veya ismini duymadığınızı bildiğim Finlandiya’da maçına gitme fırsatı bulduğum Bandy sporu dahil her spor bu altın kuralla başlar ve diğerleriyle devam eder. Bu aslında bir eşitlik yaratır…
MAÇ BAŞLADIĞINDA EŞİTİZ
Futbol’da her maç 0-0 başlıyor diye bir cümle kurup size TRT’nin efsane spikeri Ömer Üründül’ü hatırlatmak istemiyorum ancak durum onu gerektirdi 😅. Bunu belirtmemin sebebi Katar’ın bu eşitlik temelini kendi ülkesinde silmiş olmasıdır. Şeffaf yönetim anlayışı çok sıkıntılı olan Katar devleti stadyum inşaatları sırasında resmi kayıtlara göre 400-500 ancak İngiliz The Guardian’a göre 6500 göçme işçinin hayatını kaybetmesinde direkt rol oynadı. Güvenlik harcamalarının az olması ve göçmen işçilerin “Kafala system” adı verilen sistemle borçlanarak çalışmaya devam etmelerine zorlanmaları çok büyük insan hakları ihlallerini ortaya çıkardı.
Size burada yine farklı bir pencere açacağım. Bu sefer rakamlar ve istatistikler yerine insan psikolojisinden bahsedeceğiz. Aranızda sevdiği sporu küçük yaşta yapmış olanlar ve okulda başaramayıp belirli bir konuyu sonrasında isteyerek öğrendiğinde daha başarılı olduğunu düşünen insanlarda var. Bunun temel sebebi isteğe ve ilgiye dayalı şekilde öğrenim kolaylığı. Karakter gelişiminde spor özellikle küçük yaşta belirleyici rol oynuyor. 6-10 yaş arasında bir çocuğun yolsuzluk, insan hakları ihlalleri veya rüşvet gibi konuları tam anlamasını bekleyemezsiniz. Ancak bunları FİFA görevlilerinin bilme zorunluluğu var. O yöneticiler bu sporun değerlerini tartışmaya açarak sadece kendilerini değil gelecek nesillerde de kendini gösterecek ve sorun aşma mekanizmasında bunları düşünecek bireyler yaratacağının farkında bile değil. Neyse ki Rio olimpiyatlarında yaşanan benzer protestolardan sonra Olimpiyatları Paris ve Los Angeles’a veren UOK kendi içinde bir hesaplaşmaya gitmişti. Bakalım gelecekte FİFA’nın turnuva düzenleme kararları da aynı şekilde “safe” batı demokrasisi ülkelerine mi verilecek, hep beraber göreceğiz.
Ev ödeviniz:
How Qatar built stadiums? VOX-Youtube
How Qatar bought the world cup Johnny Harris-Youtube
What Qatar doesn’t want the world to see Johnny Harris-Youtube