Hangi yaşta olursak olalım, şu an bile, hepimizin kulaklarında ailelerimizin “Bu kılıkla sokağa mı çıkacaksın?”, “Hiçbir şey giymeseydin!”, “Çamaşırla çıksaydın!” serzenişleri yankılanıyordur. Ancak sevgili ailelerimize kötü bir haberimiz var. Yatak odalarımıza hapsolmuş, hepimizin göz bebeği iç çamaşırlarımız, tamamen kabul edilebilir bir şekilde, günlük stilimizin bir parçası olmaya, yüksek moda sahnelerinden sokaklara yani hayatımıza, hızlı bir giriş yapıyor.
Güçlü silüetler yaratan korseler, zarif ve rahat braletler, her etkinliğe uygun ipek gecelikler… Bir zamanlar yatak odaları için özenle seçilen etkileyici, zarif ve cüretkar tasarımlar, Loewe, Miu Miu ve Ottolinger’in öncülüğüyle podyumlardan geçip doğrudan sokağa iniyor. 2022 Met Gala’nın after partisinde çağımız “it girl” lerinden Kendall Jenner dantel Miu Miu takımıyla; Bella Hadid ise Dilara Fındıkoğlu imzalı çamaşır takımıyla, tüm dünyaya iç çamaşırlarının çekmecelerindeki kilitlerini kırarak özgürlüklerini ilan ettiğini gösterdiler. Öncelikle her ne kadar romantik ve masalsı gözükse de, bu dönüş yalnızca dantel işlemeli sütyenler ve ince askılı saten geceliklerden ibaret değil. Bazılarımız için bir kabus olsa da, 2000’lerin ikonik tanga görüntüsü ve boxer çamaşırlar da alışılmışın aksine, kendinden emin ve cool bir tavırla 2022/2023 sezonunda yeniden yorumlanıyor.
Peki nasıl oldu da çoğunlukla kırmızı halılarda ve sahnelerde görmeye alıştığımız bu cesur görünümler, bu denli gündelik hayata uygulanabilir hale geldi? Çamaşırların gündelik tarzımızın bir parçası olarak kullanılması kimse için yeni ve beklenmedik bir haber değil. Trend şu anda tüm moda hareketlerinin yaşadığı gibi büyük bir an yaşıyor olsa da, bu sadece modanın doğal bir evrimi… Ancak 2022 yazı, şüphesiz, iç giyimin dış giyime evrilmesinde önemli bir yapı taşı niteliği taşıyor. “Dış giyim olarak iç giyim”, tarih boyunca pek çok biçimde karşımıza çıksa da, çamaşırların sokak stiline bu kadar çabuk entegre olmasının arkasında tek bir isim var: Bu isim, atığı her adımla modayı şekillendiren aynı zamanda, iç çamaşırı sektöründe yeni bir çağ başlatan Rihanna’dan başkası değil. Bu yılın başında, göbeğini ortaya çıkaran transparan Dior babydollu ile hamile olduğunu tüm dünyaya gösteren Rihanna, bu moda hamlesiyle sokaklarda iç çamaşırları için yeni bir oyun alanı yarattı. Rihanna’nın ardından Bella Hadid, Hailey Bieber, Julia Fox ve Dojo Cat gibi her giydikleriyle sansasyon yaratan isimler de bu trendden geri kalmadı.
Geçtiğimiz moda haftasında Kylie Jenner uzun süreli “moda sessiziliği”ni bozarak nasıl bir trendsetter olduğunu hepimize yeniden kanıtladı. Loewe SS/23 defilesini Anna Wintour’un yanından ön sıradan izleyen Kylie Jenner, defileye Loewe logolu beyaz boxerını, beyaz atlet, siyah çoraplar ve gri kaşe bir kabanla tamamlayarak katıldı. Yalnızca Hollywood’da değil, ülkemizde de iç çamaşırı son zamanlarda kırmızı halıların ve sahnelerin vazgeçilmez parçalarından biri haline geldi.
Netflix’in düzenlediği bir etkinlikte, Miu Miu takımıyla herkesin Türkiye’de görmeye alışmış olduğu kırmızı halı görüntüsünün dışına çıkan Hazer Ergüçlü ve gerek sahne kostümleri gerek gündelik tarzıyla kendinden sıkça bahsettiren Gülşen, Türkiye’de bu trendin ülkemizdeki en iyi temsilcilerinden.
Modanın topluma tutulan bir ayna olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz diye düşüyorum. Yaşadığımız, hissettiğimiz her şey nasıl yüzümüze, davranışlarımıza yansıyorsa aynı şeyin giydiklerimiz için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Görünüşte moda, gösterişli kıyafetelerden ibaret görünebilir ancak çoğu zaman moda daha büyük bir şeyi iletmenin, söylenemeyen şeyleri söylemenin en güçlü yollarından biri. “Moda sadece elbiselerde var olan bir şey değildir. Moda; gökyüzünde, sokaklarda, fikirlerimizle, yaşama biçimimizle, hayatta olup bitenlerle ilgilidir.” der Coco Chanel (“Fashion is not something that exists in dresses only. Fashion is in the sky, in the street, fashion has to do with ideas, the way we live, what is happening.”) Bu kapsayıcı ve kurallara kafa tutan trend, kadın bedeninin istediği zaman, istediği yerde, istediği gibi giyinebilme ve kendini ifade edebilme hakkını savunuyor.
Unutmamamız gerekiyor ki moda bizim için var. Kendimizi neyin içinde, nasıl iyi hissediyorsak öyle olabilmemiz için. Hepimiz biliyoruz ki, bazı iç çamaşırları eve hapsedilemeyecek kadar güzel. Çamaşırların özgürlüğünü ilanıysa yalnızca bir başlangıç!